Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), bireylerin sosyal iletişim ve etkileşim becerilerinde farklılıklar yaşadığı, sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlarla kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. "Spektrum" terimi, otizmin her bireyde farklı şekillerde ve düzeylerde ortaya çıkabileceğini ifade eder. Bazı bireyler yoğun desteğe ihtiyaç duyarken, bazıları bağımsız bir yaşam sürebilir.
Otizmin belirtileri genellikle 2-3 yaş civarında fark edilir. Ancak bazı belirtiler daha erken dönemde gözlemlenebilir. Yaygın belirtiler şunlardır:
Sosyal etkileşimde güçlük: Göz teması kurmama, ismine tepki vermeme, karşılıklı sohbet başlatamama.
İletişim farklılıkları: Dil gelişiminde gecikme, konuşmayı işlevsel kullanamama, ekolali (duyulanı tekrar etme).
Tekrarlayıcı davranışlar: Sallanma, dönen nesnelere aşırı ilgi, rutinlere bağlılık.
İlgi alanlarında sınırlılık: Belirli konulara yoğun ilgi, sıra dışı oyun oynama biçimleri.
Otizmin kesin nedeni henüz bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel etkenlerin birlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Ailede otizm öyküsü, bazı genetik sendromlar ve doğum öncesi-bebeklik dönemindeki bazı sağlık sorunları riski artırabilir. Aşıların otizme yol açtığına dair bilimsel bir kanıt yoktur; bu iddia bilimsel araştırmalarla defalarca çürütülmüştür.
Otizm tanısı, çocuk gelişimi alanında uzmanlaşmış hekim ve psikologlar tarafından gözlem, aile görüşmeleri ve özel testler aracılığıyla konur. Tanı sürecinde çocuğun iletişim, sosyal etkileşim ve davranışları detaylı bir şekilde değerlendirilir.
Erken tanı, bireyin potansiyelini en üst düzeye çıkarma açısından büyük önem taşır. Erken dönemde başlanan özel eğitim, dil terapisi ve davranışsal müdahaleler, çocuğun sosyal beceriler geliştirmesini ve bağımsız yaşam becerilerini kazanmasını kolaylaştırabilir.
Otizmli bireylerin ve ailelerinin toplumsal hayata tam katılımı için toplumun bilinçlenmesi gerekir. Eğitimde, iş hayatında ve sosyal alanlarda uygun düzenlemeler yapılması, otizmli bireylerin hayata aktif katılımını sağlar. Farklılıkları kabullenmek ve desteklemek, daha kapsayıcı bir toplumun temelini oluşturur.